1994 Krizi ve Sonrasında Türk Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler

Türkiye ekonomisinde 1993 – 94 yılları önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. 1993 yılının son aylarında mali piyasalarda istikrarsızlık artmış, döviz kurlarında aşırı dalgalanmalar meydana gelmiş, bütçe açıkları giderek artmaya başlamış, ithalat artmış, dış borç ödeme koşulları sebebiyle dış denge bozulmuş, Hazine düşük faizle borçlanma talebinde olduğu için piyasalardan borç alamamış ve Merkez Bankası kaynaklarına yönelerek likidite hacmini artırmış, rating kuruluşları Türkiye’nin kredi notunu indireceklerine dair açıklamalar yapmış, kamu kağıtlarının faiz getirileri ve repo kazançları vergilendirilmeye başlanmıştır. Bütün bunların bir sonucu olarak TL.den kaçış hızlanmıştır. Piyasadaki likidite fazlası döviz piyasasını tercih ederek kurlarda aşırı bir baskıya sebep olmuştur.
“Yaşanan ekonomik kriz ve daha sonra alınan 5 Nisan 1994 kararları sonucu özellikle döviz borcu yüksek olan bankalardan Marmara Bark, TYT Bank, Impex Bank’ın faaliyetleri durdurulmuştur.”
Beklenen bu istikrar sonucunda satışı gerçekleştirilmiş devlet iç borçlanma senetlerinin nominal faiz oranları hızlı bir düşüş göstermiştir. Devlet tüm mevduatları sigorta kapsamına almış ve bu şekilde sağlanan güven ortamıyla finans sektöründe istikrar sağlanmış ve faiz düşüşü devam etmiştir. Bunlara bağlı olarak kredi faizleri de önemli oranda indirilmiştir
“1994 kriziyle zor bir döneme girmelerine rağmen bankalar dış yükümlülüklerini zamanında karşılamışlar ve kendi risklerinin ülke riski haline dönüşmelerini engellemişlerdir.
1995 yılından sonra ekonomide hızlı bir toparlanma meydana gelmiş ve bundan tüm sektörler gibi bankacılık sektörü de olumlu yönde etkilenmiştir. Yüksek reel faizler sonucu TL cinsinden yatırımlar cazip hale gelmiştir.
Bankacılık sektörü 1994 yılında yaşanan ekonomik krizle birlikte gelen hızlı bir küçülmenin ardından 1996 yılında yüksek bir performans göstermiştir. 1995 ve 96 yıllarında ekonomideki büyüme ve kârlılık bankacılık sektörüne de yansımış 1996 yılında sektör dolar cinsinden % 21.7 büyümüş ve toplam aktifleri 83.3 milyar dolara ulaşmıştır.” Bankacılık sektörü 1997 yılında da milli gelir artış hızının üzerinde bir hızla büyümüştür. 1997 yılının ikinci yarısından itibaren enflasyonun ve faizlerin yükselme eğilimine girmesi, günlük repo işlemlerinden doğan kaynak maliyetini artırmıştır. 1998 yılında yaşanan ekonomik krizin yanı sıra enflasyonu düşürmek için yürütülen para programları iç talebi oldukça daraltarak enflasyonu yavaşlatmıştır. Uygulanan sıkı para ve maliye politikaları sonucundan enflasyon gerilemiş, 1997 sonunda % 91, olan TEFE ve % 99 olan TÜFE, 1998 sonunda sırasıyla % 54.3 ve % 69.7’ye düşmüştür. Diğer taraftan uygulanan para politikaları, ekonomik kriz ve ardından gelen erken seçim tartışmalarının yarattığı siyasi istikrarsızlık, faizlerin düşmesine engel olmuştur. Daha da önemlisi eksik kalan yapısal reformlar nedeniyle yarım kalmıştır.”

1999 yılında birer holding bankası olan Yurtbank, Esbank, Sümerbank, Egebank, Yaşarbank olmak üzere 5 ticari bankanın hisse senetlerinin tamamı TCMB nezdindeki Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) na devredilmiştir. Ayrıca bir yatırım bankası olan, Birleşik Yatırım Bankasının bankacılık lisansı iptal edilmiştir.
1999 yılında 4389 sayılı Bakanlar Kurulu çıkarıldı. Bu kanun, Bankalar kanununda köklü değişiklikler getirdi. Yeni Bankalar Kanununda en önemli değişikliklerden birisi “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) kurulmasıdır. Bu kurul bankaların daha iyi denetlenmesi, banka açılması ve bankaların tasfiyeleri konuların da geniş yetkilerle donatılmıştır.