faiz
Depo Kararı
Depo kararı ile mahkeme borçluya, yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa etmesini veya o miktar parayı mahkeme veznesine depo etmesini emreder. Depo kararı ile borçluya borcunu ödeyerek iflastan kurtulabilmesi için son bir imkan verilmektedir. Bu yedi gün içinde borç depo edilmediği takdirde iflasına karar verilir.
3 ayda 35 bin İngiliz iflasını istedi
Ekonomik krizin giderek derinleştiği İngiltere`de 2008 yılının son üç ayında, borçlarını ödeyemeyeceğini belirterek iflasını isteyenlerin oranı tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. İflasını ve kayyuma devredilmeyi isteyen firmaların oranında üç kat artış meydana geldi.
2001 Krizi
Stand-by anlaşmasının ardından 2000 yılında devreye giren istikrar programı büyük çöküşün baş sorumlusuydu. Türkiye döviz kurunun çapaya bağlanmasıyla çıkmaz sokağa girdi. Cari işlemler açığı giderek büyüdü ve yıl sonunda 9.8 milyar dolara çıkarak tarihi bir rekor kırdı. Dolar çapası nedeniyle toplam kısa vadeli borçlar 28.9 milyar dolara, toplam dış borç stoku 114.3 milyar dolara çıktı.
2000 Yılı İstikrar Programı ve Bankacılık Sistemine Yönelik Düzenlemeler
2000 yılı enflasyonu düşürme ve istikrar kamu sektörü fazlası, tutarlı gelir politikası ile desteklenmiş sıkı döviz kuru taahhütleri ve yapısal reformlar olmak üzere 3 temel unsura dayanmaktadır:
- Programda öncelikli unsur enflasyonun temel nedeni olan kamu açıkları ve buna dayalı kamu kesimi borçlanma gereğini ortadan kaldırabilmesi için kamu sektörü temel fazlasının yüksek belirlenmesidir. Bu doğrultuda daha az iç borçlanmaya gidilerek faiz ödemelerinin yükünün hafifletilmesi gerekli finansmanın ise dış borçlanma ve özelleştirmeden sağlanacak gelirle karşılanması hedeflenmektedir.
1994 Krizi ve Sonrasında Türk Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler
Türkiye ekonomisinde 1993 – 94 yılları önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir.
V
VADELİ PİYASALAR:
Gelecekte belirlenmiş bir zamanda belirlenen bir fiyat üzerinden mal ve hizmetlerin satılıp alındığı piyasalardır.
VADELİ İŞLEM SÖZLEŞMESİ:
Sözleşmenin taraflarını belirlenen ileri bir tarihte üzerinde anlaşılan fiyattan standartlaştırılmış miktardaki bir malı veya kıymeti alma veya satma yükümlülüğüne sokan sözleşmedir.
VALÖR:
Kredi ya da mevduat için faizin işletilmeye başlandığı tarihe denir.
S - Ş
SAKLAMA: Takası gerçekleştirilen menkul kıymetlerin organize olmuş ve kabul görmüş kuruluşlarca muhafaza edilmesidir.
SATIN ALMA: Bir şirketin başka bir şirketi satın almasıdır.
SEANS: Borsa'da işlemlerin başlaması ve bitmesi arasında geçen süredir.
SEKTÖR FONU: Fon portföyünün en az %51'ini devamlı olarak belirli bir sektörü oluşturan ortaklık menkul kıymetlerine yatırmış fonlardır.
SERBEST NAKİT AKIMI: Şirket'in bir mali/faaliyet dönemi boyunca gerçekleştirdiği faaliyetleri, yatırımları ve finansmanı sonrası elinde kalan nakit miktarını belirtir.
İşte gerçek kriz!
Krizi kim nerden nasıl öğrenecek? Hepimiz biliyoruz ki mali kesim bir krizde öncü gösterge olarak reel sektörden çok daha iyi işliyor. Özellikle finans kesimi bu yönde çok hızlı davranıyor.
Borsalar düşmeye başlayalı aslında epey süre olmuş. Mesela bizim borsa 15 Ekim 2007'de zirve yapmış sonrasında hep düşüş yaşamış ama kimse krizin başlangıcını o tarihe yaslayamaz. Ama biliyoruz ki 2008 yılının daha ilk gününde borsa bir şeylerin ters gitmeye başladığını göstermeye başlamıştı.
ABD’den başlayarak tüm dünyayı saran küresel kriz nasıl başladı?
ABD’den başlayan küresel krizin temelinde mortgage piyasasına ilişkin sorunlar var. ABD’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı olumsuz etkileyen mortgage sektörü, ilk olarak üç yıl önce sorun yaratmaya başladı. ABD mortgage piyasası, 10 trilyon dolarlık büyüklüğüyle dünyanın en büyük piyasası konumunda bulunuyor. ABD’de, para hacminin yüksek olması nedeniyle, bazı finansal kuruluşlar 5 yıl önce, kredibilitesi zayıf olan kişilere de mortgage kredisi vererek, geri dönüşü riskli bir mali yapıya girdiler.