finans
Uluslararası Piyasalarda Yaşanan Finansal Krizin Nedenleri
Konut sahiplerinin ipotekli konut kredisini ödememeleri, zayıf risk yönetim uygulamaları, derecelendirme kuruluşlarının ipotekli konut finansmanına ilişkin menkul kıymeteler hakkında yanlış derecelendirme yapmaları, yüksek kişisel ve kurumsal borç seviyeleri, para politikası uygulamaları, uluslararası ticarette yaşanan dengesizlikler ve düzenlemelerdeki sorunlardan kaynaklanan eksiklikler uluslararası alanda yaşanan gelişmelerin en önemli nedenini oluşturmaktadır. G-20 Finansal Piyasalar Ve Dünya Ekonomisi Konferansı Deklarasyonunda bu gelişmelerin nedeni olarak şunlar belirtilmiştir:
2000 Yılı İstikrar Programı ve Bankacılık Sistemine Yönelik Düzenlemeler
2000 yılı enflasyonu düşürme ve istikrar kamu sektörü fazlası, tutarlı gelir politikası ile desteklenmiş sıkı döviz kuru taahhütleri ve yapısal reformlar olmak üzere 3 temel unsura dayanmaktadır:
- Programda öncelikli unsur enflasyonun temel nedeni olan kamu açıkları ve buna dayalı kamu kesimi borçlanma gereğini ortadan kaldırabilmesi için kamu sektörü temel fazlasının yüksek belirlenmesidir. Bu doğrultuda daha az iç borçlanmaya gidilerek faiz ödemelerinin yükünün hafifletilmesi gerekli finansmanın ise dış borçlanma ve özelleştirmeden sağlanacak gelirle karşılanması hedeflenmektedir.
Uzun Vadeli Borçlar/Kaynaklar Oranı
Bu oran işletmenin sahip olduğu varlıkların ne kadarlık bir kısmının uzun vadeli yabancı kaynaklarla finanse edildiğini gösterir. Oran aşağıdaki şekilde hesaplanır.
İşte gerçek kriz!
Krizi kim nerden nasıl öğrenecek? Hepimiz biliyoruz ki mali kesim bir krizde öncü gösterge olarak reel sektörden çok daha iyi işliyor. Özellikle finans kesimi bu yönde çok hızlı davranıyor.
Borsalar düşmeye başlayalı aslında epey süre olmuş. Mesela bizim borsa 15 Ekim 2007'de zirve yapmış sonrasında hep düşüş yaşamış ama kimse krizin başlangıcını o tarihe yaslayamaz. Ama biliyoruz ki 2008 yılının daha ilk gününde borsa bir şeylerin ters gitmeye başladığını göstermeye başlamıştı.
Krizler yeni teşviklerle fırsata çevrilecek
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, "Türkiye hem yapısal reformlarla, hem mali disiplinle, hem finansal disiplinle kendi içinden ortaya çıkacak bir kriz ihtimalini önemli ölçüde kontrol altına almış bulunuyor" dedi. Ekren, NTV'de katıldığı bir programda ABD'deki krizin Türkiye'ye et-kilerine ilişkin soruları yanıtladı. Ekren, bugün ise kamu sektöründe bilançonun düzgün olduğunu, eskiye oranla çok sağlam bir yapı gösterdiğini ve hatta üzeri kapalı bir mali kuralın şu anda uygulandığının söylenebileceğini kaydetti.
Kredi krizi, finansal krize nasıl dönüşmüştür?
Kriz her ne kadar başlangıçta bir mortgage krizi olarak ortaya çıksa da takip eden süreçte bir likidite krizine dönüştü. ABD’de 2007 yılında, finans ve sigorta, gayrimenkul, inşaat ve madencilik sektörü başta olmak üzere toplam dört sektörün büyüme hızının yavaşlamasıyla genel ekonominin büyüme hızı da yavaşladı. Ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olan reel sektör, mortgage krizinden olumsuz etkilendi. Faiz oranlarındaki değişim kredi piyasasında daraltıcı etki yaptı, kredi piyasasında 2006 yılında yüzde 13.2 oranında artış sağlanırken, 2007 yılında bu oran yüzde 4.8 olarak gerçekleşti.