FAKİRLER İLE ZENGİNLER ARASINDA MUHABBET

islâm'ın "ibâdet diyerek bizlere takdim ettiği şeyleri, ferdî ve ictimâî deyip kesin hatlarla birbirinden ayırmak çok zordur.

Yani namaz ve oruç ferdî, zekât ve hac ictimâî bir ibâdettir hükmünü vermek, bunlara o kıymet hükmü ile bakmak âdeta mümkün değildir.

Nisbetler çerçevesinde meseleyi ele alıp, namaz veya orucun ferde sağladığı avantajlar, cemiyete nisbetle daha fazladır, demek belki olabilirse de, bu bazı gerçeklerin anlaşılması ve araştırılmasında engel teşkil edeceğinden mahzurlu da olabilir.

Meselâ Kur'ân, namaz hakkında buyuruyor ki:"... Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar." [S. Ankebût, 45)

Demek ki namazın ferd hayatına temizlikten, ruhî kuvvet kazanmaya varıncaya kadar getirdiklerinin yanında, ictimâî hayatta da fuhşiyâtın ve kötülüğün son bulmasını sağlaması bahis mevzuudur.

Öyleyse İslâm dîni'nin ibâdetler adına bizlere sunduğu her şeyde hem ferdin, hem de cemiyetin maslahatı vardır. Yeter ki bizler, Rabbimiz'e, onun emir ve yasaklanna tam bir ihlâs-la inanarak, hayatımıza hayat katalım.

Neden, niçin gibi sorularla haddimizi aşarak hikmet avcılığı yapmayalım. Hikmetini anlayamadığımız, aklımıza sığdıramadığımız meselelerde "İdrâk-i meali bu küçük akla gerekmez" deyip teslim olalım, inkâr cihetine gitmeyelim.

"Her şeyin temeli akıldır", "İslâm mantık dînidir", "benim aklımın kabullenmediği şeyi İslâm emretmez..." gibi sakat düşüncelerden uzak durmalı, İslâm'ın inanç safiyetini bozacak bu ve benzeri safsataları bünyemizde barındırmamalıyız.

Aksi halde gövdenin içine giren bir kurt, bir gün bütün vücudu yer, bitirir; sonrasında da ne din kalır, ne de îman! Hurafeler, bid'atlar din yerine ikâme olunur. Bu ise inanç noktasında fert ve cemiyetin iflâsı demektir.

Fazilet Takvimi