TAZE DİREK NEDEN KAPATTI?
Salı günü yani 2 gün önce iş yerinden arkadaşlarımla öğle yemeği için yakınlardaki bir lokantaya gittik. Dönüşte arkadaşım Girişimcilik Zirvesinden bahsetti. Konuşmacılar arasında Hasan Aslanoba‘nın da olduğunu ve verdiği bilgilerin çok faydalı olduğunu söyledi.
Tabi ben son 2 senedir Türkiye’deki fikir önderlerinin, etkinliklerin, etkinliklerde verilen şişirme bilgilerin özellikle girişimcilere ne denli zarar verdiğini yakinen görmüş birisi olarak bu etkinliklerden fazla yarar sağlayabileceğimi düşünmediğim için katılım sağlamadım. Network açısından faydalı bulsam da bilgi anlamında yabancı kaynakların çoğunda daha fazla bilgi edinebiliyorum. Ayrıca çeşitli yayınlar, raporlar, araştırmalar ve gerçekçi bulduğum bir takım başarı hikayeleri de cabası. Neyse uzatmayalım…
Arkadaşım, Hasan Aslanoba’dan lafı açınca haliyle Tazedirekt‘ten de bahsettik. Ve ona dedim ki ‘Bu iş fikri daha doğrusu internetten gıda satma fikri sürdürülebilir bir iş modeli değil. Kapanırsa hiç şaşırmam’
Veda Mektubu
Hayır, içeriden her hangi bir bilgi almadım bu çıkarımı yapmadan önce. Sadece deneyimlerime ve gözlemlerime bakarak durumu yorumladım. Nitekim bugün itibariyle de Tazedirekt’in kapandığına dair haberi okuduk. Dilerseniz nedenlerini kendimce özetlemeden önce o veda metnini okuyalım;
Merhaba,
Biz 2014 yılının Aralık ayında bir hayalden yola çıkarak, herkes sağlıklı gıdaya ulaşabilsin diye Tazedirekt’i kurduk. İlk günden beri işimize inanarak ve sahiplenerek çalıştık… Sizlerle ve tüm Tazedirekt ekibiyle birlikte kocaman bir aile olduk. Birbirimize tutunduk. Büyüdük, büyüdükçe öğrendik, öğrendikçe paylaştık. Tazedirekt’e olan inancımız ve sevgimiz her geçen gün arttı.
Bugün size karşı dürüst olmak ve sizinle bir kararımızı paylaşmak istiyoruz. Piyasa koşulları ve operasyonel dengeler sebebiyle bugün itibariyle Tazedirekt’i kapatıyoruz.
Bu hayali sonlandırdığımız ve sizlerden ayrıldığımız için çok üzgünüz.
Sizlere bizim hayallerimize ortak olduğunuz, bu yolda elimizi tuttuğunuz için çok teşekkür ederiz!
Tekrar bir yerlerde görüşmek dileğiyle,
Hep taze kalın,
Sevgiler,
Tazedirekt Ailesi
‘Piyasa koşulları’ ve ‘operasyonel dengeler’ neden olarak gösteriliyor yazıda. Ancak gel görelim ki; Tazedirekt’i hasbelkader tanıyan, bilen, gören veya müşterisi olan tanıdıklarımdan bu habere karşı verilen tepkiler şu şekilde;
Çok tazeydi ürünleri. Elemanlar çok güler yüzlüydü. Keşke kapanmasaydı çok seviyorduk vs. vs.
Elbette ki müşteri memnuniyeti, ürünlerin kalitesi, kurumsal duruş, hızlı teslimat güzel şeyler. Önemi kesinlikle tartışılamaz bütün bu bileşenlerin. Fakat dünyadaki en başarılı örneklere baktığınızda 1 senede ‘lovemark‘ olabilmiş değillerdir. Önce sürdürülebilir bir iş modeli ortaya konmuş daha sonrasında hizmetin mükemmel olmasına çalışılmıştır.
Ürün Seçimi
E-ticaret projelerinde en önemli hususların başında internet üzerinden satılacak olan ürünün seçimi gelir. Daha önce E-ticarette Başarı İçin 7 Altın Kural başlığıyla yazdığım yazımda da verdiğim bir örnek vardı.
Amazon.com’un kurucusu Jeff Bezos bu işe neden kitap ile başlamıştı? İlk kurulduğunda Amazon.com sadece kitap satan basit bir dikey e-ticaret sitesi olmasını kendi kaleme aldığı kitabında Bezos şöyle izah ediyor;
Satışı yapılacak ürünü 3 açıdan değerlendirmeli. Öncelikle satacağınız ürün stok ömrü uzun olmalı. Ayrıca kolay kargo edilebilmeli, kırılmaz, dökülmez, saçılmaz ve kolayca paketlenebilir yani… Son olarak bu ürün anlaşılabilir olmalıdır. Herkes bilgisayar ekranlarında o ürünü gördüğünde onun ne olduğunu, ne işe yaradığını ve nasıl kullanıldığını anlayabilmeli. Dolayısıyla satın almak konusunda tereddüt etmemeli.
Sizce Tazedirekt’te satılan ürünler bu kriterleri karşılıyor muydu? Stok ömrü, kolay kargo edilebilmesi ve anlaşılır olması… Sanmıyorum.
Stok Ömrü & Kargo
Zaten büyük ihtimalledir ki stok ömrü ve kargo sıkıntısından mütevellit ürünler milyon dolarlar yatırılarak oluşturulan modern çiftliklerden son kullanıcıya gelene dek çok çok çok masraflı yöntemlerden geçiyordu. Özel soğutuculu araçların operasyonu kolaylaştırdığını düşünmek mevzuya tek gözümüzü kapatarak bakmak demektir. Zira bu operasyonun ciddi bir bedeli vardır ki bu yükün altına hemen girmek çok da mantıklı değildi. Migros bile ülke genelinde yüzlerce şubeye ulaştıktan sonra ancak bu tip bir operasyona girebilmiştir ki zaten Migros’un ayaklı müşterisi ve mağazaları gün be gün artarken stok gibi bir sorununun olması söz konusu bile değildir. Migros kendi dağıtımını yaparken bu işi maliyetine bile yapsa bu yöntem için sürdürülebilirdir diyebiliriz ama dikey bir e-ticaret sitesinin kendi dağıtım ağını oluşturmaya çalışması kulağa çılgınca geliyor.
Çay Dükkanı’ndan benzer bir örnek vereyim. Projenin liderliğini yaptığım sırada henüz 2. senemizde Arizona Iced Tea adlı bir soğuk çay markası Türkiye’ye girdi ve biz de satışını yapmaya başladık. Satışlar çok iyiydi ama ürünler sıvı olduğu için kargolar çok ağır oluyor ve maliyetler bir hayli artıyordu. Derken bu ürünü gurme şarküteri, cafe ve restoranlara da satmaya karar verdik (Çay Dükkanı’nda B2B çalışmaları) Ancak ne arabamız vardı ne de böyle bir dağıtım deneyimimiz. Bizim için hem B2C’de hem de B2B’de bu ürünü satmak hataydı. Fakat o zaman bu operasyonu çözebileceğimizi düşündüğümüz için yine de çalışmaya başladık. Tabi ki sonuç hüsrandı. Bizim ürün götürdüğümüz noktalara gelen diğer tedarikçiler aynı araçta hem çay hem kahve hem sıvı yağ hem çikolata hem dondurma vs. getirebiliyordu. Biz ise sadece kuru ve soğuk -sıvı- çay (Arizona)…
Tazedirekt de buna benzer bir hata yaptı. Nisan 2013’te B2B olarak başladıkları bu macerada o kadar çok rakipleri vardı ki… Mahallenin manavı, toptan satış marketleri, süper marketler, çok ürün gamına sahip tedarikçiler vs. vs…
Ürün Bilgisi (Güven)
Ürünlerin anlaşılır olması kriterine “maydonoz’un, yumurtanın nesini anlamayacağız ki?” şeklinde cevap verenler olabilir. Doğrudur. Hepimiz biliriz maydonozu, yumurtayı… Ama elimize alıp bakar öyle biliriz ancak. Bilmek demek sadece görmek demek değildir. Öyle olmadığı için bu kritere de pek uyduğunu söyleyemeyiz Tazedirekt’in.
Ayakkabı, kıyafet, takı, kitap vb. ürünleri elimize alıp, koklamamıza gerek yoktur. Gelen kargonun içinden nasıl bir şey çıkacağını bilirsiniz. Gıdalar için ise böyle bir durum insan doğasının gereğidir. Kimi zaman pazarda bile 10 ayrı mandalinacıya gider fiyatı pahalı olsa da tadı, kokusu, rengi en hoşumuza gideni alırız. İnsanlar görmedikleri, koklamadıkları, dokunamadıkları sebzeyi, meyveyi, eti, yumurtayı internetten satın alma fikrine henüz hazır değiller. Bunu görebilmek için plazamızdan çıkıp mahalleleri, pazarları dolaşmak lazım gelir.
Halkın Organik Ürünler Bakışı
‘Organik ürünlerin organikliği sertifikayı alana kadardır. Sonrası yine eski düzen…’
Son zamanlarda etrafımdan sıkça duyduğum bu düşünce koca bir sektöre büyük sıkıntılar yaşatmaya başlamıştır. Bazı üreticiler ve market raflarında sergilenen organik markaların çeşitli kaygılarla uyguladıkları kalite standartlarını düşürme çalışmaları maalesef Tazedirekt gibi organik tarım işi ile uğraşan firmaları da etkilemiştir. Daha da etkileyecektir.
Hedef Müşteri Kitlesi
Tazedirekt projesini başlatmadan önce Hasan Aslanoba’nın bir çeşit hedef müşteri analizi ve/veya persona çalışması yaptırıp yaptırmadığını bilmiyorum. Bir pazar araştırması muhakkak yapılmıştır ki 35 milyon dolar üzerinden bir yatırım pazar araştırması olmadan yapılmaz.
Tazedirekt’in hitap ettiği kitlenin e-ticaret ekosistemizde yaklaşık %5 i temsil ettiğini düşünüyorum. Ki bu kitleninde tamamı beyaz yaka olsa bile neyi değiştirir ki? Bu insanların sosyalleşmek için bile zaman zaman Macro Center, Migros gibi marketlerden alış veriş yaptığını biliyoruz. Bazen de bu bir aile içi etkinlik olarak bile yapılıyor. Tam da bu noktada bir başka girişimden daha bahsetmemiz gerek; Getir…
Getir Uygulaması Da Tehlikede
35 milyon dolar yatırılan bir iş 1 yılda kapatılıyorsa ve bunun en önemli sebebi olarak da ‘operasyonel sorunlar’ gösteriliyorsa market, manav, kasap vb. yüzlerce yıldır alıştığımız alışkanlıkları karşısına alıp rakip olan e-ticaretlerin bir kez daha düşünmesi gerekli. Getir gibi…
Hasan Aslanoba ve Girişimcilik Zirvesi
Konuya Girişimcilik Zirvesi ile başlamıştık. Öyle de bitirelim. Daha bir ay önce Tazedirekt ile alakalı ‘her şey mükemmel gidiyor’ minvalinde açıklamalar yaparken bugün ‘dürüst olmak gerekirse’ diyerek yaptığı açıklamada ‘kapattık’ diyebiliyor. Bugüne kadar konuşma yaptığı summit ve etkinliklerde söylediklerini geriye sarıp bir daha yorumlamakta fayda var bence.
Geçmiş olsun.
(Veli Bahçeci'nin yazısı)
Tabi ben son 2 senedir Türkiye’deki fikir önderlerinin, etkinliklerin, etkinliklerde verilen şişirme bilgilerin özellikle girişimcilere ne denli zarar verdiğini yakinen görmüş birisi olarak bu etkinliklerden fazla yarar sağlayabileceğimi düşünmediğim için katılım sağlamadım. Network açısından faydalı bulsam da bilgi anlamında yabancı kaynakların çoğunda daha fazla bilgi edinebiliyorum. Ayrıca çeşitli yayınlar, raporlar, araştırmalar ve gerçekçi bulduğum bir takım başarı hikayeleri de cabası. Neyse uzatmayalım…
Arkadaşım, Hasan Aslanoba’dan lafı açınca haliyle Tazedirekt‘ten de bahsettik. Ve ona dedim ki ‘Bu iş fikri daha doğrusu internetten gıda satma fikri sürdürülebilir bir iş modeli değil. Kapanırsa hiç şaşırmam’
Veda Mektubu
Hayır, içeriden her hangi bir bilgi almadım bu çıkarımı yapmadan önce. Sadece deneyimlerime ve gözlemlerime bakarak durumu yorumladım. Nitekim bugün itibariyle de Tazedirekt’in kapandığına dair haberi okuduk. Dilerseniz nedenlerini kendimce özetlemeden önce o veda metnini okuyalım;
Merhaba,
Biz 2014 yılının Aralık ayında bir hayalden yola çıkarak, herkes sağlıklı gıdaya ulaşabilsin diye Tazedirekt’i kurduk. İlk günden beri işimize inanarak ve sahiplenerek çalıştık… Sizlerle ve tüm Tazedirekt ekibiyle birlikte kocaman bir aile olduk. Birbirimize tutunduk. Büyüdük, büyüdükçe öğrendik, öğrendikçe paylaştık. Tazedirekt’e olan inancımız ve sevgimiz her geçen gün arttı.
Bugün size karşı dürüst olmak ve sizinle bir kararımızı paylaşmak istiyoruz. Piyasa koşulları ve operasyonel dengeler sebebiyle bugün itibariyle Tazedirekt’i kapatıyoruz.
Bu hayali sonlandırdığımız ve sizlerden ayrıldığımız için çok üzgünüz.
Sizlere bizim hayallerimize ortak olduğunuz, bu yolda elimizi tuttuğunuz için çok teşekkür ederiz!
Tekrar bir yerlerde görüşmek dileğiyle,
Hep taze kalın,
Sevgiler,
Tazedirekt Ailesi
‘Piyasa koşulları’ ve ‘operasyonel dengeler’ neden olarak gösteriliyor yazıda. Ancak gel görelim ki; Tazedirekt’i hasbelkader tanıyan, bilen, gören veya müşterisi olan tanıdıklarımdan bu habere karşı verilen tepkiler şu şekilde;
Çok tazeydi ürünleri. Elemanlar çok güler yüzlüydü. Keşke kapanmasaydı çok seviyorduk vs. vs.
Elbette ki müşteri memnuniyeti, ürünlerin kalitesi, kurumsal duruş, hızlı teslimat güzel şeyler. Önemi kesinlikle tartışılamaz bütün bu bileşenlerin. Fakat dünyadaki en başarılı örneklere baktığınızda 1 senede ‘lovemark‘ olabilmiş değillerdir. Önce sürdürülebilir bir iş modeli ortaya konmuş daha sonrasında hizmetin mükemmel olmasına çalışılmıştır.
Ürün Seçimi
E-ticaret projelerinde en önemli hususların başında internet üzerinden satılacak olan ürünün seçimi gelir. Daha önce E-ticarette Başarı İçin 7 Altın Kural başlığıyla yazdığım yazımda da verdiğim bir örnek vardı.
Amazon.com’un kurucusu Jeff Bezos bu işe neden kitap ile başlamıştı? İlk kurulduğunda Amazon.com sadece kitap satan basit bir dikey e-ticaret sitesi olmasını kendi kaleme aldığı kitabında Bezos şöyle izah ediyor;
Satışı yapılacak ürünü 3 açıdan değerlendirmeli. Öncelikle satacağınız ürün stok ömrü uzun olmalı. Ayrıca kolay kargo edilebilmeli, kırılmaz, dökülmez, saçılmaz ve kolayca paketlenebilir yani… Son olarak bu ürün anlaşılabilir olmalıdır. Herkes bilgisayar ekranlarında o ürünü gördüğünde onun ne olduğunu, ne işe yaradığını ve nasıl kullanıldığını anlayabilmeli. Dolayısıyla satın almak konusunda tereddüt etmemeli.
Sizce Tazedirekt’te satılan ürünler bu kriterleri karşılıyor muydu? Stok ömrü, kolay kargo edilebilmesi ve anlaşılır olması… Sanmıyorum.
Stok Ömrü & Kargo
Zaten büyük ihtimalledir ki stok ömrü ve kargo sıkıntısından mütevellit ürünler milyon dolarlar yatırılarak oluşturulan modern çiftliklerden son kullanıcıya gelene dek çok çok çok masraflı yöntemlerden geçiyordu. Özel soğutuculu araçların operasyonu kolaylaştırdığını düşünmek mevzuya tek gözümüzü kapatarak bakmak demektir. Zira bu operasyonun ciddi bir bedeli vardır ki bu yükün altına hemen girmek çok da mantıklı değildi. Migros bile ülke genelinde yüzlerce şubeye ulaştıktan sonra ancak bu tip bir operasyona girebilmiştir ki zaten Migros’un ayaklı müşterisi ve mağazaları gün be gün artarken stok gibi bir sorununun olması söz konusu bile değildir. Migros kendi dağıtımını yaparken bu işi maliyetine bile yapsa bu yöntem için sürdürülebilirdir diyebiliriz ama dikey bir e-ticaret sitesinin kendi dağıtım ağını oluşturmaya çalışması kulağa çılgınca geliyor.
Çay Dükkanı’ndan benzer bir örnek vereyim. Projenin liderliğini yaptığım sırada henüz 2. senemizde Arizona Iced Tea adlı bir soğuk çay markası Türkiye’ye girdi ve biz de satışını yapmaya başladık. Satışlar çok iyiydi ama ürünler sıvı olduğu için kargolar çok ağır oluyor ve maliyetler bir hayli artıyordu. Derken bu ürünü gurme şarküteri, cafe ve restoranlara da satmaya karar verdik (Çay Dükkanı’nda B2B çalışmaları) Ancak ne arabamız vardı ne de böyle bir dağıtım deneyimimiz. Bizim için hem B2C’de hem de B2B’de bu ürünü satmak hataydı. Fakat o zaman bu operasyonu çözebileceğimizi düşündüğümüz için yine de çalışmaya başladık. Tabi ki sonuç hüsrandı. Bizim ürün götürdüğümüz noktalara gelen diğer tedarikçiler aynı araçta hem çay hem kahve hem sıvı yağ hem çikolata hem dondurma vs. getirebiliyordu. Biz ise sadece kuru ve soğuk -sıvı- çay (Arizona)…
Tazedirekt de buna benzer bir hata yaptı. Nisan 2013’te B2B olarak başladıkları bu macerada o kadar çok rakipleri vardı ki… Mahallenin manavı, toptan satış marketleri, süper marketler, çok ürün gamına sahip tedarikçiler vs. vs…
Ürün Bilgisi (Güven)
Ürünlerin anlaşılır olması kriterine “maydonoz’un, yumurtanın nesini anlamayacağız ki?” şeklinde cevap verenler olabilir. Doğrudur. Hepimiz biliriz maydonozu, yumurtayı… Ama elimize alıp bakar öyle biliriz ancak. Bilmek demek sadece görmek demek değildir. Öyle olmadığı için bu kritere de pek uyduğunu söyleyemeyiz Tazedirekt’in.
Ayakkabı, kıyafet, takı, kitap vb. ürünleri elimize alıp, koklamamıza gerek yoktur. Gelen kargonun içinden nasıl bir şey çıkacağını bilirsiniz. Gıdalar için ise böyle bir durum insan doğasının gereğidir. Kimi zaman pazarda bile 10 ayrı mandalinacıya gider fiyatı pahalı olsa da tadı, kokusu, rengi en hoşumuza gideni alırız. İnsanlar görmedikleri, koklamadıkları, dokunamadıkları sebzeyi, meyveyi, eti, yumurtayı internetten satın alma fikrine henüz hazır değiller. Bunu görebilmek için plazamızdan çıkıp mahalleleri, pazarları dolaşmak lazım gelir.
Halkın Organik Ürünler Bakışı
‘Organik ürünlerin organikliği sertifikayı alana kadardır. Sonrası yine eski düzen…’
Son zamanlarda etrafımdan sıkça duyduğum bu düşünce koca bir sektöre büyük sıkıntılar yaşatmaya başlamıştır. Bazı üreticiler ve market raflarında sergilenen organik markaların çeşitli kaygılarla uyguladıkları kalite standartlarını düşürme çalışmaları maalesef Tazedirekt gibi organik tarım işi ile uğraşan firmaları da etkilemiştir. Daha da etkileyecektir.
Hedef Müşteri Kitlesi
Tazedirekt projesini başlatmadan önce Hasan Aslanoba’nın bir çeşit hedef müşteri analizi ve/veya persona çalışması yaptırıp yaptırmadığını bilmiyorum. Bir pazar araştırması muhakkak yapılmıştır ki 35 milyon dolar üzerinden bir yatırım pazar araştırması olmadan yapılmaz.
Tazedirekt’in hitap ettiği kitlenin e-ticaret ekosistemizde yaklaşık %5 i temsil ettiğini düşünüyorum. Ki bu kitleninde tamamı beyaz yaka olsa bile neyi değiştirir ki? Bu insanların sosyalleşmek için bile zaman zaman Macro Center, Migros gibi marketlerden alış veriş yaptığını biliyoruz. Bazen de bu bir aile içi etkinlik olarak bile yapılıyor. Tam da bu noktada bir başka girişimden daha bahsetmemiz gerek; Getir…
Getir Uygulaması Da Tehlikede
35 milyon dolar yatırılan bir iş 1 yılda kapatılıyorsa ve bunun en önemli sebebi olarak da ‘operasyonel sorunlar’ gösteriliyorsa market, manav, kasap vb. yüzlerce yıldır alıştığımız alışkanlıkları karşısına alıp rakip olan e-ticaretlerin bir kez daha düşünmesi gerekli. Getir gibi…
Hasan Aslanoba ve Girişimcilik Zirvesi
Konuya Girişimcilik Zirvesi ile başlamıştık. Öyle de bitirelim. Daha bir ay önce Tazedirekt ile alakalı ‘her şey mükemmel gidiyor’ minvalinde açıklamalar yaparken bugün ‘dürüst olmak gerekirse’ diyerek yaptığı açıklamada ‘kapattık’ diyebiliyor. Bugüne kadar konuşma yaptığı summit ve etkinliklerde söylediklerini geriye sarıp bir daha yorumlamakta fayda var bence.
Geçmiş olsun.
(Veli Bahçeci'nin yazısı)
Konular
- Mali Boyutta Şirket Kurtarma Operasyonları
- İflas eden havayolu şirketleri
- İflas eden havayolu şirketleri
- İflas Erteletme Son Beş Yılın En Moda Kavramlarından Biri
- İflas Erteletme Son Beş Yılın En Moda Kavramlarından Biri
- İflas Erteletme Son Beş Yılın En Moda Kavramlarından Biri
- 26 yılda 56 şirket battı, 400 bin yatırımcı mağdur oldu
- 26 yılda 56 şirket battı, 400 bin yatırımcı mağdur oldu
- DANİMARKA'DAKİ TÜRK SCANWAY / TYRKİET İFLAS ETTİ
- Kardeşi Necati Şaşmaz'ı evden attı
- Türkiye'nin en zenginleri (2014)
- Dünyanın en eski şirketleri
- En pahalı alan adları
- Facebook yüzünden işinden olan 17 kişi
- 245 bin euro'ya sahibinden satılık köy
- Beach'ler para basıyor
- İşte vatandaşın 5 yıllık mali bilançosu
- Bu menüdeki en ucuz yiyecek 1000 dolar. Dilerseniz bir ev parasını mantar yemek için de harcayabilirsiniz.
- İşte yeni İzmir
- Vergi şampiyonları açıklandı
- Dünyanın en pahalı arabası geliyor
- Dünyayı yönetenler ne kadar kazanıyor?
- Müzik dünyasında en çok onlar kazanmış
- Terhis oldu, Denizli yolunda Deniz Gezmiş’le karşılaştı
- Yüzlerce Yandex işçisi bir e-postayla kovuldu
- Volkswagen'de skandal üstüne skandal!
- Koç ve Sabancı : 1915’dan Türkiye’de kim nasıl zengin oldu?
- TAZE DİREK NEDEN KAPATTI?
- Hasan Aslanoba Tazedirekt’i neden kapattığını anlattı
- MÜŞTERİ SINIFLANDIRILMASI BİLGİ NOTU