Büyüme 2010'da

'Geleneksel Sektörler Buluşması'nda bu defa 'küresel kriz ve sonrası' masaya yatırıldı. Türkiye'nin krizden en az etkilenen ülkelerden biri olduğu görüşünde birleşen işadamları ve üst düzey yöneticiler, elektrik ve doğalgaz tüketim rakamlarının da bunu teyit ettiğini vurguladı.

"Avrupa ekonomilerindeki sarsıntı, şüphesiz bizi de etkiliyor, ancak ülkemiz siyasî istikrar ve bankacılıktaki güçlü performansıyla pek çok ülkeden daha hızlı toparlanmaya başladı." diyen iş dünyası temsilcilerine göre yeni vergi ve zamlar olmaması halinde piyasadaki canlanma artarak devam edecek. İhracatın da desteğiyle yıl sonunda yüzde 3,5'lik büyüme hedefinin üstüne çıkılacak.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, Türkiye'nin 2010'da önemli bir toparlanma sürecine gireceğini, takip eden iki yıl içinde de çok yüksek bir büyüme rakamına ulaşacağını söyledi. Şimşek, farklı sektörlerdeki KDV ve ÖTV indirim taleplerine de yeşil ışık yaktı: "Malî imkânların ve bütçenin uygun olması halinde sektörel bazda büyümeyi sınırlayan vergilerde indirime gidilebilir."

Sektörler Buluşması'nda iş dünyasına küresel kriz sürecinde Türkiye'nin dünyanın içinde bulunduğu durumu özetleyen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dünya ekonomisinin 2002'den 2007 yılına kadar yüksek ve kesintisiz bir büyüme yaşadığını, 2007'nin ortasında ABD'de başlayan krizle birlikle ciddi sıkıntılar yaşamaya başladığını söyledi. Finansal kriz olarak başlayan bozulmanın daha sonra reel ekonomiye ve ticarete de yansıdığına işaret eden Şimşek, "Şimdi de çok farklı boyutu ile krizi yaşıyoruz. Yeni dönemde devletlerin borcunu ödeyip ödemeyeceği ile devlet borç ödeme krizine giden bir sürecin içindeyiz. Dünya ekonomisi bu dönemde son 60 yılın en büyük daralmasını yaşadı. Dünya ticaretindeki daralma son 80 yılın en büyük daralması. Bunlar krizin derinliği açısında çok önemli." dedi.

Bakan Şimşek'in verdiği bilgiye göre, 2009'un ikinci yarısından itibaren piyasalarda göreceli bir toparlanma gözleniyor. Son iki haftadır birtakım kaygılar oluşsa da nispi bir toparlanma söz konusu. 2007 sonrası dönemde karşı karşıya kalınan en büyük problem ise işsizlik. İşsizlik oranları birçok ülkede yüzde 10'ların üzerine çıktı. Güney Afrika ve İspanya'da işsizlik 19,5, Belçika'da ise 12,1 oldu. Bu dönemde Türkiye'de de işsizlik bir miktar yükseldi. Özellikle kriz öncesi dikkate alındığında bu oranda 2,7 puanlık bir artış oldu. Mehmet Şimşek, birçok ülkeye göre oranın az olmasına rağmen işsizlik probleminin Türkiye için önemli bir mesele olduğunu, dünya ekonomisindeki toparlanmaya rağmen işsizliğin önemli bir sorun olmaya devam edeceğini kaydetti. Kriz döneminde enflasyonun önemli bir kaygı olmaktan çıktığını vurgulayan Şimşek, "Deflasyon kaygısı vardı. Şimdi tekrar enflasyon kaygısı başlıyor. Türkiye'de yüzde 6,5'luk rakam son 40 yılın en düşük rakamı. Talepteki toparlanma ile birlikte emtia fiyatlarındaki ılımlı artış, tekrar önümüze önemli bir husus olarak çıkıyor." şeklinde konuştu. Bakan Mehmet Şimşek'in dikkat çektiği bir diğer nokta da krizden çıkış için ülkelerin büyük miktarda harcama yapmasıydı. Bu dönemde Amerika hükümeti, 2. Dünya Savaşı sonrası yaptığı harcamaların dört katı para harcadı. Gerek maliye gerekse para politikalarında alınan tedbirler sayesinde dünya ekonomisinde toparlanma oldu. Piyasalarda kaygılar bir miktar giderildi. Bakan Şimşek, bu süreçte bütçe açıklarıyla birlikte borç yükünde de artışlar yaşandığına işaret ederek, "Birçok ülkede borç stokunun milli gelire oranının 20 ila 30 puan artması bekleniyor. Türkiye de bu krizde kendi nasibini aldı. Ancak aslında Türkiye nispeten bu krizi daha az bir zararla atlattı. Bize benzeyen ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'nin çok büyük dayanıklılık gösterdiği ortaya çıkıyor." dedi.

Dünyada son dönemde bütçe açıklarının makul seviyeye çekilmesinin tartışıldığını ifade eden Şimşek, bunun hem Avrupa'yı hem de Türkiye'yi nasıl etkileyeceğinin önümüzdeki dönemde görüleceğini açıkladı. Bakan'a göre, AB Merkez Bankası farklı bir politikaya girmeden bütçe açıklarını makul seviyeye çekmek sıkıntıya yol açar. Büyüme, olumsuz yönde etkilenir. Şimşek, Türkiye'nin bu konuda iyi bir noktada olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin bütçe açığı, milli gelirin yüzde 5,5'u oranında gerçekleşti. Bu yüksek bir rakam. Geçen yıllarda Maastricht Kriterleri'nin altında yüzde 1 seviyesine kadar gelmişti. Birçok ülkeye bakıldığında daha makul. Onun için Türkiye'ye ilişkin kaygılar daha az. Bu Türkiye'nin varlıklarını fiyatlamasına yansıyor. Türkiye'nin geleceğine olan güvene yansıyor." ifadelerini kullandı. Bakan Şimşek, eldeki verilere göre Türkiye'nin 2010 yılında önemli bir toparlanma sürecine gireceğini, 2011 ve 2012 yılı için ise daha büyük bir büyümenin öngörüldüğünü dile getirdi. Küresel krize rağmen Türkiye'ye güvenin devam ettiğini ifade eden Şimşek, "Bizim dönemimizdeki en önemli kazanç güven ve istikrardır. Birçok konuda verdiğimiz tepkide bunu ön planda tutuyoruz. Birçok ülkeye göre bu krizden, mali krizden çıkış stratejisini en erken ortaya koyan ülke Türkiye." değerlendirmesini yaptı.

BAYRAM KAYA, ERCAN BAYSAL