Türkiye: Krizin önündeki hazan yaprağı
Kriz Türkiye’ye de gelecek mi, teğet mi geçecek, gelecekse nerelerden etkilenmesi sonucu gelecek, buna da bakmakta yarar var. Bir kere Türkiye boğazına kadar serbest piyasa ve tekelleşme ilişkilerine ve onun rüzgârına kendini teslim etmiş durumda. Olası krizlerde direnç noktası olacak, krizleri az hasarla atlatmasını sağlayacak Kamu İktisadi Teşebbüsler (KTİ)’lerin teknolojilerini yenilemek, sermaye desteği vermek yerine elden çıkarmış bulunuyor. Tarım kesiminde KİT’lerin yanı sıra direnç noktaları olabilecek Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri neoliberal politikalar sonucu birer piyasa aktörü haline dönüştürülmüş durumda. Yani krizlere karşı direnç noktaları değil, krizlerden etkilenecek karaktere dönüştürülmüş vaziyette. KİT’lerini yitirmiş, elden çıkarmış tarımsal Birliklerini piyasa aktörü haline getirmiş bir Türkiye direnç noktalarından yoksun. Bu temel dayanak noktalarından yoksulluğun yanında sayılabilecek pek çok nedenden dolayı Türkiye krizden etkilenecek. Rüzgârın önündeki gazel yaprağı misali duruyor, Türkiye…
İngiltere’de Bradford & Bingley bankası’nın devletleştirme kararı alındı. Avrupa’nın en büyük bankalarından Fortis’e 11 milyar avronun üzerinde bir mali kurtarma paketi sağlandı. İskandinav ülkelerindeki bankalarda da sıkıntı baş gösterdi. Avrupa Birliği ve Danimarka’nın Spar Nord Bankası ile Albejdernes Landsbank, mali sıkıntıdaki Danimarka bankası Roskilde Bank’ın 21 şubesini 108 milyon dolara, mevduat hesabıyla, bankanın kredi hesabını da 3 milyar dolara satın alacakları belirtildi.[5] Fransız ve Alman bankalarında henüz sorun yok ama onlarda da endişe yok değil. Bunları yazmamdaki gaye sermayenin bankalarının çetelesini tutmak değil elbette. Sadece krizin Avrupa içlerine doğru yol aldığına ve bu gelişmenin Türkiye’yi de etkileyebilecek olmasına dikkat çekmek istiyorum.
Çünkü Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler, Avrupa Birliği’ne bağlı ülkeler. Krizle birlikte Avrupa Birliği durgunluğa girebilir. Türkiye bu yanıyla da krizle temas etmek durumunda kalacak.
Krizden etkilenmesinin bir başka nedeni, özel sektördeki yüksek borçlanma. Özel sektörün borcu 70 milyar dolar civarında. Bu borç bankaların değil, özel sektörün faiz farkından kazanmak için borçlandığı miktar. Bu borcun dışarıda karşılığı bir varlık yoksa sanayici çok zor durumda kalabilir.
Ayrıca, Türkiye’nin bu günlere gelmesinde etken olan klavuz kargaları artık yok. Yani bir Merrill Leynch vardı. Türkiye’ye rapor hazırlardı. Önümüzdeki yıl büyümemizin şu kadar olacağını söylerdi. Bilgisi ve tecrübesiyle bizi teskin ederdi (!). Akıl verenimizin kendisi bu krizle birlikte battı, yok artık! Şimdi ekonomimize yön veren birkaç kişiden biri olan Mehmet Şimşek Merrill Leynch’ten gelmişti. Şimşek’in yuvası yıkıldı, geri döneceği “yeri yok”. Türkiye hakkında raporlar yayınlayan, sistemin iyiye gittiğine dair raporları referans alınan Morgan Stanley’in kendisi batmış durumda. “Kılavuz kargalarımız” yok, artık.
İngiltere’de Bradford & Bingley bankası’nın devletleştirme kararı alındı. Avrupa’nın en büyük bankalarından Fortis’e 11 milyar avronun üzerinde bir mali kurtarma paketi sağlandı. İskandinav ülkelerindeki bankalarda da sıkıntı baş gösterdi. Avrupa Birliği ve Danimarka’nın Spar Nord Bankası ile Albejdernes Landsbank, mali sıkıntıdaki Danimarka bankası Roskilde Bank’ın 21 şubesini 108 milyon dolara, mevduat hesabıyla, bankanın kredi hesabını da 3 milyar dolara satın alacakları belirtildi.[5] Fransız ve Alman bankalarında henüz sorun yok ama onlarda da endişe yok değil. Bunları yazmamdaki gaye sermayenin bankalarının çetelesini tutmak değil elbette. Sadece krizin Avrupa içlerine doğru yol aldığına ve bu gelişmenin Türkiye’yi de etkileyebilecek olmasına dikkat çekmek istiyorum.
Çünkü Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler, Avrupa Birliği’ne bağlı ülkeler. Krizle birlikte Avrupa Birliği durgunluğa girebilir. Türkiye bu yanıyla da krizle temas etmek durumunda kalacak.
Krizden etkilenmesinin bir başka nedeni, özel sektördeki yüksek borçlanma. Özel sektörün borcu 70 milyar dolar civarında. Bu borç bankaların değil, özel sektörün faiz farkından kazanmak için borçlandığı miktar. Bu borcun dışarıda karşılığı bir varlık yoksa sanayici çok zor durumda kalabilir.
Ayrıca, Türkiye’nin bu günlere gelmesinde etken olan klavuz kargaları artık yok. Yani bir Merrill Leynch vardı. Türkiye’ye rapor hazırlardı. Önümüzdeki yıl büyümemizin şu kadar olacağını söylerdi. Bilgisi ve tecrübesiyle bizi teskin ederdi (!). Akıl verenimizin kendisi bu krizle birlikte battı, yok artık! Şimdi ekonomimize yön veren birkaç kişiden biri olan Mehmet Şimşek Merrill Leynch’ten gelmişti. Şimşek’in yuvası yıkıldı, geri döneceği “yeri yok”. Türkiye hakkında raporlar yayınlayan, sistemin iyiye gittiğine dair raporları referans alınan Morgan Stanley’in kendisi batmış durumda. “Kılavuz kargalarımız” yok, artık.
Küresel Kriz Ve Gıda
- KRİZ
- Krizin üstü parayla örtülüyor
- Kriz emekçiler cephesinden sorgulanmaya muhtaç
- Fatura Kime Kesilecek?
- Çalışmayanların çalışanlar üzerindeki parazitleri: Spekülâtörler
- 1929 krizi ile günümüz krizinin çiftçiler açısından ayrılıkları ve aynılıkları
- Kriz, köylüler ve gıda
- Türkiye: Krizin önündeki hazan yaprağı
- ABD’nin yeni yönelimi: Dünya gıda egemenliğini ele geçirme
- Sistemin krizi ve yurttaş tutumu
- Umudu küreselleştirme, mücadeleyi küreselleştirme zamanı